Ah hayat !
Ben ne yaptım ki sana ?
Bu kadar acı,
Bu kadar özlem ve perişanlık verdin bana.
Tamam.
Bir kere geldik bu lanet dünya'ya !
Sevdik bir kadını.
Aşık olduk.
Belkide hiç kimsenin yaşayamıyacağı şeyler yaşadık.
Peki ya sonra ?
Çekip aldın onu benden.
Bir kere bile sormadın bana !
Şimdi bende sana sormadan,
Çekip gidiyorum !
Elveda hayat !
Bekle beni kadınım sana geliyorum !..
İçine kapanık biri olmayı seviyorum.
Bütün üzüntülerimi, sevinçlerimi,
Hep içimde yaşıyorum.
Göz yaşlarıma,
İçime akmayı öğrettim.
Kolumu kestiğimde,
Kanın dışa değil, içe akmasını sağladım
Sana olan aşkımı,
Acılarımla terbiye ettim.
Duygularımı bastırdım.
İçimde öyle fırtınalar kopuyor ki,
Tüm gemileri batırır.
Öyle alev alev yanıyor ki,
Bu kalp.
Cehennemden bin kat daha sıcak.
İçine kapanık biri olmayı seviyorum.
Dostlar beni duygusuz düşüne dursun...
Ah aşk !
Önce,
Dudaklarımı kurutup,
Kendine susattın beni.
Sonra,
Bana doğru akan sularını kesip,
Mahkum ettin kendine.
Öyle entrikalar çevirdinki arkamdan,
Hayatım sanki pembe diziye döndü.
Bir gün ağlamaklı,
Bir gün gülüşmeli,
Yada düşünceli.
Hani bende ne yapacağımı şaşırdım.
Neden bırakmıyorsun beni?
Yada ben neden bırakamıyorum seni?
Tadının o kadar "acı" olmasına rağmen hemde...
Hatırlarmısın,
Bu şehirde görmüştüm seni.
Saat gece yarısına yakındı,
Çıktın karşıma;
Gökyüzü mavisi gözlerin ve ihtişamlı silüetinle.
Türk filmlerindeki gibi göz göze geldik seninle.
Seni gördüğümde ;
Sanki bütün şehir suskunluğa büründü.
Müzikâl bir tını gibi çınlıyordu kulaklarımda,
O topuk seslerin.
Yanıma geldin ve
"Pardon, geçebilirmiyim?" dediğin an,
Sana olan aşkımın son bulduğu andı işte.
Ben seni tek kişilik sevdim...